Gaziantep'in Efsane Tarihi.
Kısaca tanıtım Paleolotik çağdan bu yana çeşitli kültür ve medeniyetlere hane sahipliği yapan Gaziantep Anadolu'nun ve Dünya'nın en daha önceki yerleşim yeridir.

6000 senelik tarihi geçmişi ile ilimiz tarihi ve kültürel zenginlikleri, antik şehirleri, mozaikleri, camileri, kiliseleri, hanları, hamamları, bedestenleri ve pek çok yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile tam bir metropoldür. Gaziantepli bitmez tükenmez enerjisi, azmi ve teşebbüsçülüğü ile kendi endüstrisini kendisi kurmuş ve örnek bir endüstri ve ticaret şehiri alana getirmiştir. Gaziantep, Güneydoğu'nun en büyük Türkiye'nin ise 6. Büyük şehiridir. Güneydoğu Anadoluyu batıya bağlayan kara ve demiryollarının merkezidir ve uluslarası hava meydanı ile tüm dünyaya açılmıştır. Gaziantep'in şu an 9 kazası 17 beldesi ve 616 köyü vardır.Şehrin nüfusu 1.450.000 civarındadır. Gaziantep'in yükseltisi ise 850 metredir.
Gaziantep isiminin orijini
Gaziantep şehirinin yerleştiği coğrafi alanın, ilk muasırlıkların doğup geliştiği Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunması, ayrı olarak güneyden ve Akdeniz’den gelip doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağında oluşu şehrin tarihinin çok renkli olmasını sağlamış, dolayısıyla tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme alanı ve uğrak yeri olmuştur. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması, Gaziantep’in ehemmiyetini artırmış ve canlılığının daimi olmasını sağlamıştır.
Gaziantep tarihinin devreleri Paleolitik, Kalkolitik, Neolitik dönemler, Tunç Çağı, Hitit, Med, Asur, Pers, İskender, Selökidler, Roma ve Bizans, İslam ve Türk devirleri olarak sıralanabilir. Bu dönemlerin izlerini son zamanlarda açık bir şekilde görmek olasıdır.
Gaziantep yöresinde isimi bilinen ilk yerleşim merkezi, Dolike ( Doliche - Dolikhe ) şehridir. Gaziantep’in 10 kilometre. kuzeyinde, Dülük köyü yakınlarındaki bu yerleşim yerinin isimi, Bizans kaynaklarında Diba ( Daluk ) olarak geçmektedir. Dülük isiminin da bu sözcükten kaynaklandığı belirtilmektedir.
Şehir, Cumhuriyet öncesi senelere kadar Ayıntap ( Ayıntab ) isimiyle hatırala gelmiştir. Bu ismin benzerine ilk defa Haçlı Seferlerine ait kroniklerde rastlanmaktadır. Urfalı Mateos ve Papaz Griro’nun, 1124 – 1155 seneleri arasındaki seferlerde, Arapların Ayıntab ismini verdikleri şehirden Hantap ( Hamptan ) diye söz ettiği anlatılmaktadır. Arapça “ parlak pınar ” anl***** gelen Ayıntab, Ermeni kaynaklarında Anthapt olarak geçer. Gaziantepli tarihçi Bedrüddin AYNİ’nin ifadesiyle Antep’in daha önceki isimi “Kala-i Füsus”dur. Kala-i Füsus “Yüzük Kalesi” demektir. Bedrüddin AYNİ’ye izafe edilen söylentiye göre buranın kötü bir hakimi varmış. Bir hayli yersiz işler yaptıktan sonra ettiklerine pişman olmuş ve tövbe etmiştir. İsimi Ayni olduğundan, halk “Ayni tövbe etti” demiştir. Bundan dolayı şehrin isimi “Ayni Tövbe” Aynitap olarak kalmıştır.
Bir diğer söylentide ise; AYINTAP ismini, suyunun güzelliğinden ve bolluğundan dolayı aldığı söylenmektedir. Çünkü, “ayın”; pınar, kaynak, suyun gözü anl***** gelmektedir. Dolayısıyla “tab”; güzel pınar ve güzel kaynak anlamını dile getirmektedir. Yeniden ayrı olarak “Ayıntap” ismindeki, “tab” ; güç ve takat anl***** gelmektedir. Şehre suyunun bolluğundan dolayı da bu ismin verildiği söylenmektedir.
İslam egemenliği sonrasında Ayıntab isimi gittikçe Ayıntap’a dönüşmüştür. Fransız kuvvetlerine karşı şehrin, savunmasını bu uğurda verdiği 6317 şehide karşın senemeden, cesaretle sürdürmesi ve eşsiz bir direniş göstermesi hasebiyle 6 Şubat 1921 tarihinde T.B.M.M. tarafından “gazilik” unvanına layık görüldüğünden “Gaziayıntab” olmuştur. 1928 seneninde ise, şehrin isimi GAZİANTEP olarak değiştirilmiştir.
Gaziantep şehirinin yerleştiği coğrafi alanın, ilk muasırlıkların doğup geliştiği Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunması, ayrı olarak güneyden ve Akdeniz’den gelip doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağında oluşu şehrin tarihinin çok renkli olmasını sağlamış, dolayısıyla tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme alanı ve uğrak yeri olmuştur. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması, Gaziantep’in ehemmiyetini artırmış ve canlılığının daimi olmasını sağlamıştır.
Gaziantep tarihinin devreleri Paleolitik, Kalkolitik, Neolitik dönemler, Tunç Çağı, Hitit, Med, Asur, Pers, İskender, Selökidler, Roma ve Bizans, İslam ve Türk devirleri olarak sıralanabilir. Bu dönemlerin izlerini son zamanlarda açık bir şekilde görmek olasıdır.
Gaziantep yöresinde isimi bilinen ilk yerleşim merkezi, Dolike ( Doliche - Dolikhe ) şehridir. Gaziantep’in 10 kilometre. kuzeyinde, Dülük köyü yakınlarındaki bu yerleşim yerinin isimi, Bizans kaynaklarında Diba ( Daluk ) olarak geçmektedir. Dülük isiminin da bu sözcükten kaynaklandığı belirtilmektedir.
Şehir, Cumhuriyet öncesi senelere kadar Ayıntap ( Ayıntab ) isimiyle hatırala gelmiştir. Bu ismin benzerine ilk defa Haçlı Seferlerine ait kroniklerde rastlanmaktadır. Urfalı Mateos ve Papaz Griro’nun, 1124 – 1155 seneleri arasındaki seferlerde, Arapların Ayıntab ismini verdikleri şehirden Hantap ( Hamptan ) diye söz ettiği anlatılmaktadır. Arapça “ parlak pınar ” anl***** gelen Ayıntab, Ermeni kaynaklarında Anthapt olarak geçer. Gaziantepli tarihçi Bedrüddin AYNİ’nin ifadesiyle Antep’in daha önceki isimi “Kala-i Füsus”dur. Kala-i Füsus “Yüzük Kalesi” demektir. Bedrüddin AYNİ’ye izafe edilen söylentiye göre buranın kötü bir hakimi varmış. Bir hayli yersiz işler yaptıktan sonra ettiklerine pişman olmuş ve tövbe etmiştir. İsimi Ayni olduğundan, halk “Ayni tövbe etti” demiştir. Bundan dolayı şehrin isimi “Ayni Tövbe” Aynitap olarak kalmıştır.
Bir diğer söylentide ise; AYINTAP ismini, suyunun güzelliğinden ve bolluğundan dolayı aldığı söylenmektedir. Çünkü, “ayın”; pınar, kaynak, suyun gözü anl***** gelmektedir. Dolayısıyla “tab”; güzel pınar ve güzel kaynak anlamını dile getirmektedir. Yeniden ayrı olarak “Ayıntap” ismindeki, “tab” ; güç ve takat anl***** gelmektedir. Şehre suyunun bolluğundan dolayı da bu ismin verildiği söylenmektedir.
İslam egemenliği sonrasında Ayıntab isimi gittikçe Ayıntap’a dönüşmüştür. Fransız kuvvetlerine karşı şehrin, savunmasını bu uğurda verdiği 6317 şehide karşın senemeden, cesaretle sürdürmesi ve eşsiz bir direniş göstermesi hasebiyle 6 Şubat 1921 tarihinde T.B.M.M. tarafından “gazilik” unvanına layık görüldüğünden “Gaziayıntab” olmuştur. 1928 seneninde ise, şehrin isimi GAZİANTEP olarak değiştirilmiştir.
Şehrin yapısı ve konumu
Şehir, yüksek bir düzlükte ve yer yer bayırlar üstünde kurulduğundan suyu ve havası da güzeldir. Bir çok hanları var fakat en görkemlileri ve en tanınmış kişileri Mustafa Paşa Hanı, Pekmez Hanı, Tuz Hanı, İki Kapılı Hanı, Börekçi Hanı, Arasdat Hanı’dır. İki tane de imareti (aşevi) var : Gelen gidene aylar yıllar bol ve minnetsiz sofralar açarlar. Tümüyle kırk dergahı olup, hepsinin en görkemlisi en çok donanmışı, yiyeceği bol ve hoş yapılısı Mevlevi Dergahı’dir. Türkmen Ağası Mustafa Ağa yapısı olup, IV.Murad’ın silahtarı Mustafa Paşa’ya bağışlanmıştır. Dergah 40-50 fakir hücresiyle çevrilmiş, yüksek kubbeli baştan başa ham ve işlenmiş mermerlerle döşeli haremi, haremin ortasında büyük bir havuzun başında rengarenk üzüm salkımlarını andıran süslü avizelerle donalı çardağı olan büyük, sağlam, görkemli bir yapıdır. Bakımlı, bezeli, temiz caddeleriyle şehir harbiden şirindir. Yer yer ( suk-i sultanisi ) açık artırmayla satış yerleri Halep tarzı kagir binalardan oluşmuş çarşıları vardır. Ama bu övdüğümüz yerler tümüyle kale içindedir. Her sokak başında kapıcıların açıp kapattıkları kale kapısı kadar sağlam kapılar vardır. Geceleri tüm sokaklar kandillerle aydınlatıldığından bekçiler gruplar halinde kolayca sokaklarda kol gezerek görevlerini yaparlar.
Şehrin ortasındaki kocaman bir kaya üstüne yüksek, görkemli ve dairevi bir kale oturtulmuştur. Kale çok sağlamdır. Kaleyi çevreleyen hendek 1300 adımdır. Eni 40, derinliği 20 arşın kesme kayadan reyilmiştir. Bunların üstüne her biri ayrı sanat ve mimari üslûpla belli aralıklarla sıralanmış, çok güzel kuleler oturtulmuştur. Bin bir bedeni olan kalenin temelindeki kayaların içinden yeniden dairevi bir biçimde kaleyi çevreleyen ve hendeğe bakan mazgal delikleri açılmıştır ki, hendek kenarına kuş dahi konmaz.
Kalenin batı kapısı, yedi katlı demirden bir kapıdır. Kapı aralıklarından çeşitli savaş araç ve gereçleri, silahlar, demir açma kafesleri, absürt topları vardır. Kale silah ve askerlerle donatılmış, baca benzeri solukluklarla havası bol bir ot GAZİANTEP Gaziantep, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en büyük, Türkiye'nin ise 6. büyük şehiri olup, nüfusu, ekonomik yapısı, turizm potansiyeli ve Büyükşehir statüsü ile bir metropol şehirdir.
Güneydoğu Anadolu’yu batıya, Akdeniz ve Ortadoğu 'ya bağlayan kara ve demir yollarının merkez noktası olması, Gaziantep Hava meydanı 'nın beynelmilel niteliğe çıkarılmış olunması şehrimize mal, hizmet ve ziyaretçi akışını yoğunlaştırmaktadır. Gaziantep topraklarının 1/4'ü tarıma elverişli topraklardan oluşmuş olup bu toprakların bir bölümü Fırat Nehri'nin sularıyla sulanmaktadır. Gaziantep'in sulama yapılan bu topraklarında Antepfıstığı, zeytin, pamuk, üzüm, kırmızı biber ve keten gibi ekonomik değeri yüksek sanayi nebatları ile mercimek, buğday ve arpa gibi tahıl ürünleri yetiştirilmektedir.
Coğrafi istikametten GAP'ın giriş kapısı, sanayisi ve ticari hacmi ile de GAP kalkınmasında temel teşkil eden Gaziantep, ekonomik istikametten etrafındaki 18 şehiri tesiri altında tutmaktadır.
Gaziantep. Anadolu'daki insan topluluklarının kültürünü yansıtan en eski merkezlerden birisi olup tarihi M.Ö. 4000 senelerine kadar uzanmaktadır.
Gaziantep; gezilip görülmeye değer tarihi, turistik ve tabii güzellikleri, Kurtuluş Savaşı ve Antep Savunması anıları, yaylaları, ovaları, ören yerleri, leziz yemekleri, eşsiz el sanatları, camileri, türbeleri, medreseleri, Antep haneleri, hanları, hamamları, kastelieri, kiliseleri, ismini verdiği baklavası ve fıstığı, endüstrisi, insanlarının kendine has çalışkanlığı ve sıcaklığı ile geçmişin ve geleceğin bir arada yaşandığı Gaziler şehridir.
Şehir, yüksek bir düzlükte ve yer yer bayırlar üstünde kurulduğundan suyu ve havası da güzeldir. Bir çok hanları var fakat en görkemlileri ve en tanınmış kişileri Mustafa Paşa Hanı, Pekmez Hanı, Tuz Hanı, İki Kapılı Hanı, Börekçi Hanı, Arasdat Hanı’dır. İki tane de imareti (aşevi) var : Gelen gidene aylar yıllar bol ve minnetsiz sofralar açarlar. Tümüyle kırk dergahı olup, hepsinin en görkemlisi en çok donanmışı, yiyeceği bol ve hoş yapılısı Mevlevi Dergahı’dir. Türkmen Ağası Mustafa Ağa yapısı olup, IV.Murad’ın silahtarı Mustafa Paşa’ya bağışlanmıştır. Dergah 40-50 fakir hücresiyle çevrilmiş, yüksek kubbeli baştan başa ham ve işlenmiş mermerlerle döşeli haremi, haremin ortasında büyük bir havuzun başında rengarenk üzüm salkımlarını andıran süslü avizelerle donalı çardağı olan büyük, sağlam, görkemli bir yapıdır. Bakımlı, bezeli, temiz caddeleriyle şehir harbiden şirindir. Yer yer ( suk-i sultanisi ) açık artırmayla satış yerleri Halep tarzı kagir binalardan oluşmuş çarşıları vardır. Ama bu övdüğümüz yerler tümüyle kale içindedir. Her sokak başında kapıcıların açıp kapattıkları kale kapısı kadar sağlam kapılar vardır. Geceleri tüm sokaklar kandillerle aydınlatıldığından bekçiler gruplar halinde kolayca sokaklarda kol gezerek görevlerini yaparlar.
Şehrin ortasındaki kocaman bir kaya üstüne yüksek, görkemli ve dairevi bir kale oturtulmuştur. Kale çok sağlamdır. Kaleyi çevreleyen hendek 1300 adımdır. Eni 40, derinliği 20 arşın kesme kayadan reyilmiştir. Bunların üstüne her biri ayrı sanat ve mimari üslûpla belli aralıklarla sıralanmış, çok güzel kuleler oturtulmuştur. Bin bir bedeni olan kalenin temelindeki kayaların içinden yeniden dairevi bir biçimde kaleyi çevreleyen ve hendeğe bakan mazgal delikleri açılmıştır ki, hendek kenarına kuş dahi konmaz.
Kalenin batı kapısı, yedi katlı demirden bir kapıdır. Kapı aralıklarından çeşitli savaş araç ve gereçleri, silahlar, demir açma kafesleri, absürt topları vardır. Kale silah ve askerlerle donatılmış, baca benzeri solukluklarla havası bol bir ot GAZİANTEP Gaziantep, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en büyük, Türkiye'nin ise 6. büyük şehiri olup, nüfusu, ekonomik yapısı, turizm potansiyeli ve Büyükşehir statüsü ile bir metropol şehirdir.
Güneydoğu Anadolu’yu batıya, Akdeniz ve Ortadoğu 'ya bağlayan kara ve demir yollarının merkez noktası olması, Gaziantep Hava meydanı 'nın beynelmilel niteliğe çıkarılmış olunması şehrimize mal, hizmet ve ziyaretçi akışını yoğunlaştırmaktadır. Gaziantep topraklarının 1/4'ü tarıma elverişli topraklardan oluşmuş olup bu toprakların bir bölümü Fırat Nehri'nin sularıyla sulanmaktadır. Gaziantep'in sulama yapılan bu topraklarında Antepfıstığı, zeytin, pamuk, üzüm, kırmızı biber ve keten gibi ekonomik değeri yüksek sanayi nebatları ile mercimek, buğday ve arpa gibi tahıl ürünleri yetiştirilmektedir.
Coğrafi istikametten GAP'ın giriş kapısı, sanayisi ve ticari hacmi ile de GAP kalkınmasında temel teşkil eden Gaziantep, ekonomik istikametten etrafındaki 18 şehiri tesiri altında tutmaktadır.
Gaziantep. Anadolu'daki insan topluluklarının kültürünü yansıtan en eski merkezlerden birisi olup tarihi M.Ö. 4000 senelerine kadar uzanmaktadır.
Gaziantep; gezilip görülmeye değer tarihi, turistik ve tabii güzellikleri, Kurtuluş Savaşı ve Antep Savunması anıları, yaylaları, ovaları, ören yerleri, leziz yemekleri, eşsiz el sanatları, camileri, türbeleri, medreseleri, Antep haneleri, hanları, hamamları, kastelieri, kiliseleri, ismini verdiği baklavası ve fıstığı, endüstrisi, insanlarının kendine has çalışkanlığı ve sıcaklığı ile geçmişin ve geleceğin bir arada yaşandığı Gaziler şehridir.
Cografi konum
Coğrafi konum olarak Gaziantep şehiri, Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin birleştiği noktada bulunur. Suriye'ye komşu bir hudut şehiri olan Gaziantep'in büyük bir bölümü Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin batı kesiminde, bir bölümü de Akdeniz bölgesinin doğusunda bulunur. Gaziantep; doğuda Şanlıurfa'nın Birecik ve Halfeti, Kuzeydoğu'dan Adıyaman'ın Besni, kuzeyden Kahramanmaraş'ın Pazarcık, batıdan ise Osmaniye'nin Bahçe ve güneybatısı Hatay'ın Hassa kazaları, güneyi ise Kilis şehir hudutlarıyla çevrilidir.
Gaziantep toprakları 38°- 28' ve 38°- 01l' doğu meridyenleriyle, 36°- 38' ve 37°- 32' kuzey enlemleri arasındadır. Gaziantep'in yüz ölçümü ise 6216 kilometrekare'lik alanıyla Türkiye topraklarının takriben %1'ini kaplar. İI merkezinin denizden yüksekliği 850 metre olmakla beraber, 250 ile 1250 metre yükseltileri arasındadır. Yüzey alanının takriben % 52'sini dağlar, % 27'sini ise ovalar kaplamaktadır.
İI hudutları içersine kuzeyden giren dağlar, Araban ovasının batısından şehir merkezinin batısına uzanır. Güneydoğu Torosların uzantıları olan bu dağlar oldukça düzgün sıralar oluşturur. Bölgenin batısını abluka eden dağlar ise sistemli bir sıra oluşturur ve Gaziantep şehrini Hatay-Kahramanmaraş çukurluğundan ayırır. Gaziantep'te sıradağ olarak Güneydoğu Torosların uzantıları olan Sof dağları vardır. Sof dağlarının güneyinde ise Gaziantep Yaylası uzanır. Dülükbaba dağları şehir merkezinin kuzeybatısında bulunmaktadır, Dülükbaba dağlarının en yüksek tepesi 1250 metre yüksekliktedir. Sof dağlarının Hatay istikametindeki uzantıları olan Gani Baba ve Sarıka5ıa dağları ise takriben 1100 metre 5ıüksekliktedir. Gani Baba ve Sarıkaya dağlarının batı tarafında İslahiye ovası, doğusunda ise İslahiye platosu bulunmaktadır. En yüksek noktası 1050 metre olan Sam dağları Sof Dağları ile Dülükbaba dağları arasında bulunmaktadır. Barak (Doğanpınar), Araban, Yavuzeli ve Oğuzeli ovaları da başlıca ehemmiyetli ovalarıdır. Fırat, Nizip çayı, Afrin çayı, Merziman çayı ve Alleben deresi de başlıca akarsularıdır.
Erişim
Gaziantep Şehiri, kara, hava ve demiryolu erişim olanakları ile ehemmiyetli bir geçit noktasındadır. Kara erişiminde güneyden ve Akdeniz'den doğuya ve kuzeye giden yolların kavşağında bulunuşu, şehrin ekonomik gelişmesinde en temel öğe olarak bulunmaktadır.
Gaziantep demiryolu, Adana-Malatva demir yolunun Narlı istasyonunu Halep-Bağdat demir yolu, Kargamış, Cerablus istasyonuna bağlar, Ayrı olarak Fevzipaşa'dan geçen Halep expresi de Gaziantep'in İslahiye kazası hudut kapısından Suriye topraklarına girer.
Gaziantep, Karayolu irtibatı ile, Osmaniye üzerinden Adana'ya ve Mersin'e, Birecik köprüsü üzerinden Şanlıurfa'ya, Narlı üzerinden Kahramanmaraş'a, Fevzipaşa üzerinden Antakya'ya, Kilis üzerinden Halep'e (Suriye), Kilis'ten ayrılan bir yolla Hassa üzerinden yeniden Antakya'ya ve Besni üzerinden Adıyaman'a bağlanmaktadır. Bu yollarla ehemmiyetli bir kavşak oluşturan Gaziantep, karavolu erişimi istikametinden bir düğüm noktası gibidir. ...
Beynelmilel Gaziantep Havaalanından ise günlük olarak tarifeli uçak seferleri yapılmaktadır. Hergün Gaziantep'ten Ankara'ya ve İstanbul'a direk olarak tarifeli seferlerle havayolu erişimi sağlanmaktadır. Ayrı olarak diğer şehirlere de Ankara irtibatlı uçak seferleri yapılmakta olup, tarifesiz uçuşlar da alandan faydalanmaktadır. Gaziantep hava alanının yeni kimliği ne uygun olarak genişletilmesi ve standart bir yapıya kavuşturulması için çalışmalar devam etmektedir. 1995 seneninde 1822 uçak seferi tertip etmiş ve bu seferlerden 124.095 yolcu uçuş yapmıştır. GAP'ın tam olarak faaliyete geçmesiyle Gaziantep hava alanı Türkiye'nin ve bilhassa bölgemizin Ortadoğu'ya açılan hava trafiğinin merkezi vaziyetine gelecektir.
İlde toplam 3.391 km. karayolu ağı mevcut olup, bunlardan 73 km'si otoban, 487 km'si il ve Devlet yolu, 2831 km'si köy yoludur. Asfalt köy yolu 1050 km, stabilize köy yolu 1480km. tesviye 70 km, ham 231 km'dir.
Gaziantep-Nurdağı arası erişime açılan Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) otobanının çalışmaları devam etmektedir.
GAP’ın devreye girmesi ve otobanın bitmesiyle, ilin yerel etkinliği daha da artacak ve üretilen mallar otobanın sağladığı güven ve süratle yurdun dört bir tarafına ve uluslararası pazarlara erişecektir.
Coğrafi konum olarak Gaziantep şehiri, Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin birleştiği noktada bulunur. Suriye'ye komşu bir hudut şehiri olan Gaziantep'in büyük bir bölümü Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin batı kesiminde, bir bölümü de Akdeniz bölgesinin doğusunda bulunur. Gaziantep; doğuda Şanlıurfa'nın Birecik ve Halfeti, Kuzeydoğu'dan Adıyaman'ın Besni, kuzeyden Kahramanmaraş'ın Pazarcık, batıdan ise Osmaniye'nin Bahçe ve güneybatısı Hatay'ın Hassa kazaları, güneyi ise Kilis şehir hudutlarıyla çevrilidir.
Gaziantep toprakları 38°- 28' ve 38°- 01l' doğu meridyenleriyle, 36°- 38' ve 37°- 32' kuzey enlemleri arasındadır. Gaziantep'in yüz ölçümü ise 6216 kilometrekare'lik alanıyla Türkiye topraklarının takriben %1'ini kaplar. İI merkezinin denizden yüksekliği 850 metre olmakla beraber, 250 ile 1250 metre yükseltileri arasındadır. Yüzey alanının takriben % 52'sini dağlar, % 27'sini ise ovalar kaplamaktadır.
İI hudutları içersine kuzeyden giren dağlar, Araban ovasının batısından şehir merkezinin batısına uzanır. Güneydoğu Torosların uzantıları olan bu dağlar oldukça düzgün sıralar oluşturur. Bölgenin batısını abluka eden dağlar ise sistemli bir sıra oluşturur ve Gaziantep şehrini Hatay-Kahramanmaraş çukurluğundan ayırır. Gaziantep'te sıradağ olarak Güneydoğu Torosların uzantıları olan Sof dağları vardır. Sof dağlarının güneyinde ise Gaziantep Yaylası uzanır. Dülükbaba dağları şehir merkezinin kuzeybatısında bulunmaktadır, Dülükbaba dağlarının en yüksek tepesi 1250 metre yüksekliktedir. Sof dağlarının Hatay istikametindeki uzantıları olan Gani Baba ve Sarıka5ıa dağları ise takriben 1100 metre 5ıüksekliktedir. Gani Baba ve Sarıkaya dağlarının batı tarafında İslahiye ovası, doğusunda ise İslahiye platosu bulunmaktadır. En yüksek noktası 1050 metre olan Sam dağları Sof Dağları ile Dülükbaba dağları arasında bulunmaktadır. Barak (Doğanpınar), Araban, Yavuzeli ve Oğuzeli ovaları da başlıca ehemmiyetli ovalarıdır. Fırat, Nizip çayı, Afrin çayı, Merziman çayı ve Alleben deresi de başlıca akarsularıdır.
Erişim
Gaziantep Şehiri, kara, hava ve demiryolu erişim olanakları ile ehemmiyetli bir geçit noktasındadır. Kara erişiminde güneyden ve Akdeniz'den doğuya ve kuzeye giden yolların kavşağında bulunuşu, şehrin ekonomik gelişmesinde en temel öğe olarak bulunmaktadır.
Gaziantep demiryolu, Adana-Malatva demir yolunun Narlı istasyonunu Halep-Bağdat demir yolu, Kargamış, Cerablus istasyonuna bağlar, Ayrı olarak Fevzipaşa'dan geçen Halep expresi de Gaziantep'in İslahiye kazası hudut kapısından Suriye topraklarına girer.
Gaziantep, Karayolu irtibatı ile, Osmaniye üzerinden Adana'ya ve Mersin'e, Birecik köprüsü üzerinden Şanlıurfa'ya, Narlı üzerinden Kahramanmaraş'a, Fevzipaşa üzerinden Antakya'ya, Kilis üzerinden Halep'e (Suriye), Kilis'ten ayrılan bir yolla Hassa üzerinden yeniden Antakya'ya ve Besni üzerinden Adıyaman'a bağlanmaktadır. Bu yollarla ehemmiyetli bir kavşak oluşturan Gaziantep, karavolu erişimi istikametinden bir düğüm noktası gibidir. ...
Beynelmilel Gaziantep Havaalanından ise günlük olarak tarifeli uçak seferleri yapılmaktadır. Hergün Gaziantep'ten Ankara'ya ve İstanbul'a direk olarak tarifeli seferlerle havayolu erişimi sağlanmaktadır. Ayrı olarak diğer şehirlere de Ankara irtibatlı uçak seferleri yapılmakta olup, tarifesiz uçuşlar da alandan faydalanmaktadır. Gaziantep hava alanının yeni kimliği ne uygun olarak genişletilmesi ve standart bir yapıya kavuşturulması için çalışmalar devam etmektedir. 1995 seneninde 1822 uçak seferi tertip etmiş ve bu seferlerden 124.095 yolcu uçuş yapmıştır. GAP'ın tam olarak faaliyete geçmesiyle Gaziantep hava alanı Türkiye'nin ve bilhassa bölgemizin Ortadoğu'ya açılan hava trafiğinin merkezi vaziyetine gelecektir.
İlde toplam 3.391 km. karayolu ağı mevcut olup, bunlardan 73 km'si otoban, 487 km'si il ve Devlet yolu, 2831 km'si köy yoludur. Asfalt köy yolu 1050 km, stabilize köy yolu 1480km. tesviye 70 km, ham 231 km'dir.
Gaziantep-Nurdağı arası erişime açılan Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) otobanının çalışmaları devam etmektedir.
GAP’ın devreye girmesi ve otobanın bitmesiyle, ilin yerel etkinliği daha da artacak ve üretilen mallar otobanın sağladığı güven ve süratle yurdun dört bir tarafına ve uluslararası pazarlara erişecektir.
Gaziantep’in Yönetimsel Ayrılışı
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin birinci ve Türkiye'nin 6. büyük kenti olan Gaziantep'in 1990 nüfus sayımına göre nüfusu 1.010.396 olup, Türkiye'de nüfusu 1.000.000'nun üzerinde olan 15 ilden, nüfus yoğunluğu l00'ün üzerinde olan 14 ilden birisidir. Gaziantep yüzölçümü istikametinden iller arasında 40. sırada, nüfus çokluğu itibariyle 13. sırada, şehir merkezleri nüfus büyüklüğü istikametinden ise 6. sırada bulunmaktadır. Nüfus yoğunluğu, merkez kazalar Şahinbey ve Şehitkamil'de 300'ü aşmaktadır.
Gaziantep ilinin Şahinbey ve Şehitkamil merkez olmak üzere, Araban, İslahive. Nizip, Karkamış, Oğuzeli, Yavuzeli ve Nurdağı etraf kazalarıyla 9 kazası, 17 beldesi ve 616 köyü vardır.
1927 senesi nüfus sayımında 214.499 olan il nüfusu geçen 69 sene içerisinde S4 oranında artış göstermiştir. Bu artış oranı aynı dönem için Türkiye genelinde % 317 olmuştur. Gaziantep uzun yıllar dikkate alındığında Türkiye nüfus artış hızının çok üzerinde bir nüfus artışı göstermiştir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin birinci ve Türkiye'nin 6. büyük kenti olan Gaziantep'in 1990 nüfus sayımına göre nüfusu 1.010.396 olup, Türkiye'de nüfusu 1.000.000'nun üzerinde olan 15 ilden, nüfus yoğunluğu l00'ün üzerinde olan 14 ilden birisidir. Gaziantep yüzölçümü istikametinden iller arasında 40. sırada, nüfus çokluğu itibariyle 13. sırada, şehir merkezleri nüfus büyüklüğü istikametinden ise 6. sırada bulunmaktadır. Nüfus yoğunluğu, merkez kazalar Şahinbey ve Şehitkamil'de 300'ü aşmaktadır.
Gaziantep ilinin Şahinbey ve Şehitkamil merkez olmak üzere, Araban, İslahive. Nizip, Karkamış, Oğuzeli, Yavuzeli ve Nurdağı etraf kazalarıyla 9 kazası, 17 beldesi ve 616 köyü vardır.
1927 senesi nüfus sayımında 214.499 olan il nüfusu geçen 69 sene içerisinde S4 oranında artış göstermiştir. Bu artış oranı aynı dönem için Türkiye genelinde % 317 olmuştur. Gaziantep uzun yıllar dikkate alındığında Türkiye nüfus artış hızının çok üzerinde bir nüfus artışı göstermiştir.
Evliya Çelebi'nin gözüyle
Ayıntab şehri tümüyle 32 semttir. Toprak ve kireç örtülü bayındır, bakımlı, yüksek saraysı evleri vardır. Tümüyle yüz kırk mihraplı; yoğun cemaate sahip, Arasat Alanındaki Boyacıoğlu Camii ve çarşı içindeki Tahtalı Cami, sanatlı, rahat büyük kubbeli ve görkemli yapılardır. Ayıntab’ta 300’ü aşkın sarayın özel hamamı vardır. Tümüyle 3900 dükkanlı büyük bir çarşıya, açık artırmayla satış yapan pazarlara sahiptir. İki bedesteni, çarşısı ve saraçhanesi üstleri örtülü kagir, sağlam, sıradüzeni içinde süslü dükkanlardır. Tamamı tam***** 70 çeşmesi var. Lakin onlara hiç de gereksinme duyulmaz. Her eve hayat ırmağı eşitinde sular akmaktadır. Her ev, bağı, bahçesi, fıskiyeli havuzları, cennet ırmağı suları ile çeşit çeşit servi, çınar, söğüt, kavak ve diğer meyve ağaçları ile donatılmış irem bağını andırır. Bağları, bostanları, gül bahçeleri geniş örgüden kafese alınmış çok randımanlı olmakla Ayıntab ucuz ve şirin bir şehirdir. 1648’de gördüğümüz şehir bu kez nice semt, han, cami ve dükkan kazanarak büyük bir gelişme göstermiş, Tanrıya şükürler olsun ki bu gelişmesini sürdürmektedir...
Ayıntab şehri tümüyle 32 semttir. Toprak ve kireç örtülü bayındır, bakımlı, yüksek saraysı evleri vardır. Tümüyle yüz kırk mihraplı; yoğun cemaate sahip, Arasat Alanındaki Boyacıoğlu Camii ve çarşı içindeki Tahtalı Cami, sanatlı, rahat büyük kubbeli ve görkemli yapılardır. Ayıntab’ta 300’ü aşkın sarayın özel hamamı vardır. Tümüyle 3900 dükkanlı büyük bir çarşıya, açık artırmayla satış yapan pazarlara sahiptir. İki bedesteni, çarşısı ve saraçhanesi üstleri örtülü kagir, sağlam, sıradüzeni içinde süslü dükkanlardır. Tamamı tam***** 70 çeşmesi var. Lakin onlara hiç de gereksinme duyulmaz. Her eve hayat ırmağı eşitinde sular akmaktadır. Her ev, bağı, bahçesi, fıskiyeli havuzları, cennet ırmağı suları ile çeşit çeşit servi, çınar, söğüt, kavak ve diğer meyve ağaçları ile donatılmış irem bağını andırır. Bağları, bostanları, gül bahçeleri geniş örgüden kafese alınmış çok randımanlı olmakla Ayıntab ucuz ve şirin bir şehirdir. 1648’de gördüğümüz şehir bu kez nice semt, han, cami ve dükkan kazanarak büyük bir gelişme göstermiş, Tanrıya şükürler olsun ki bu gelişmesini sürdürmektedir...
Yorumlar
Yorum Gönder